içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SABIR MUTLULUK ve ŞÜKÜR !

Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Gerçi bu (nefislere) pek ağır gelse de (Allah'a) saygısı olan kimselere ağır gelmez. (Bakara 45)

Muhterem takipçilerimiz, bugün sizlere herkesin en büyük özlemi olan, kiminin bulup kiminin bulamadığı mutluluktan bahsetmek istiyorum.

Birçok insanın aradığı fakat bir türlü bulamadığı bu mutluluk nerede acaba?
Neden bir özlem olmaktan öteye gidemiyor?
Mutluluk nasıl elde edilir?
Mutlu olabilmek için neler yapmalıyız?

Bu soruları çoğaltmak elbette mümkündür.

Hiç şüphesiz, değerli olan bir şeyin elde edilmesi zordur. İnsanlar, değerli bile olsa kolay kazandıkları şeylerin kıymetini bilmezler. Nefes alıp vermekten tutun da görmek, duymak, işitmek, yürümek, yemek yemek ve içmek gibi…

Düşünsenize, bunlardan birini yapamazsak ne kadar zor durumda kalırız. Mesela, gözlerimiz bizim için ne kadar önemli… Birini kaybedecek olsak, tekrar görebilmek için elimizden geleni yaparız.

Behlül Dânâ Hazretleri bir gün Harun Reşid'in huzurundayken, Harun Reşid su içmek için bardağı eline alır. Tam içeceği sırada Behlül Dânâ der ki:

— Sultanım, bir dakika! O suyu içemeyecek olsaydınız ne yapardınız?

Harun Reşid der ki:

— Herhalde servetimin yarısını verirdim.

Aradan biraz zaman geçer. İhtiyacını gidermek için lavaboya gideceği sırada Behlül Dânâ tekrar sorar:

— Sultanım, eğer tuvalet ihtiyacınızı gideremeyecek olsaydınız ne yapardınız?

Harun Reşid şöyle cevap verir:

— Saltanatımın tamamını verirdim.

Evet, bu hikâyeden de anlaşıldığı üzere, çok büyük hazinelere sahibiz ancak farkında değiliz. O kıymetli hazinelerimiz elden gidince değerlerini anlıyoruz. Ancak o zaman iş işten geçmiş oluyor.

Bu yüzden Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetini bilin."

Kalıcı mutluluğun üç temel şartı:

1-Kanaatkâr olmak

2-Özgür olmak

3-Kendini güvende hissetmek

Kanaatkârlığın zıttı olan ihtiras, insanın içini bir kurt gibi kemirir ve mutluluk için gerekli olan gönül genişliğini yok eder. Azla yetinmez, hep daha fazlasını ister. Bu da onu önüne geçemeyeceği hatalara sürükler ve bir türlü mutlu olamaz.

 

Bu yüzden Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Zenginlik, mal çokluğu ile değil, gönül tokluğu iledir."

Ayrıca, doymayan nefisten Allah’a sığınmıştır. Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur: "İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz." Bu hadis, insanın nasıl bir hırsa sahip olduğunu çok güzel anlatmaktadır.

Özgürlüğün zıttı ise esarettir. Özgürlüğü elinden alınan bir insanın mutlu olması mümkün müdür? Ne yazık ki, bugün 85 milyon insan içinde kredi kartı kullanmayan çok az kişi var. Peki, kredi kartı kullanan insanlar ne kadar özgürdür acaba? Hayatları ipotek altına alınan bir insan özgür olabilir mi?

Amerika ve müttefikleri Irak’a özgürlük getireceklerini söylemişlerdi. Peki sonuç ne oldu? Ortada… İnsanlar esaret altında yaşıyorlar. Filistin’de, Gazze’de durum aynı.

Demek ki mutlu olmanın bir şartı da özgür olmaktan geçiyor.

Düşüncede de özgür olmak gerekir. Kişi düşündüğünü söyleyemezse ne kadar özgür olabilir?

Ancak özgürlüğü haddi aşmak olarak görmemek gerekir. "Ben özgürüm, istediğimi yaparım" deme lüksümüz yok elbette.

Hayatta mutlu olmak istiyorsak, Peygamber Efendimizin şu hadisine kulak vermemiz gerekiyor: "Dünyalıkta sizden aşağı olana bakınız, sizden yüksek olana bakmayınız! Zira size layık olan, üzerinizdeki Allah’ın nimetlerini hor görmemenizdir."

Bu hadise göre, mutluluğun ilk şartları şunlardır:

Eldekiyle yetinmek

Kanaatkâr olmak

Bitmek bilmeyen ihtiraslardan kurtulmak

Unutmamak gerekir ki, kanaat en büyük zenginliktir.

Son olarak, mutluluk için güvenlik de büyük önem taşır. Güvenliğin zıttı korkudur. Güvenin olmadığı bir yerde mutluluktan söz edilemez. Yarından emin olmayan, kaos ortamında serseri bir kurşunun hedefi olabileceğini düşünen insanlar nasıl mutlu olabilir? Bu yüzden, ülkemizde kaos ortamı oluşturarak huzurumuzu, mutluluğumuzu ve birlik beraberliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.

Şu üç şartı yerine getiren herkes mutlu olabilir:

İnancına uygun bir yaşam tarzı

Kabiliyetine uygun bir meslek

Gönlüne uygun bir eş

Mutluluk, tüketilen bir meta değil, üretilen insani bir değerdir. Bu nedenle, hiç kimse mutluluğu dışarıda aramamalı, başkasından beklememeli; onu kendi içinde üretmenin yollarını aramalıdır.

Mutlu Bir Hayat İçin Öneriler

Bugünkü yazımı, mutlu bir hayat için önerilen birkaç maddeyle bitirmek istiyorum:

Ufak şeylerden zevk alın.

Lüksü değil, zarafeti gözetin.

Zenginlikten ziyade, kimseye muhtaç olmamayı hedefleyin.

Saygı beklemek yerine, değerli bir insan olun.

Sessizce düşünüp, dürüstçe konuşun.

Şimdiden Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Selam ve dua ile…

Bu yazı 608 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum